"Hagi kaleye baktı bir çalım nefis bir hareket, Hagi Hagi Hagi !.. "


Direniş sürüyor - Durduramazsınız !

2 yorum
Bizim takım
Şuan da yazının başlığı ne olsa diye düşünüyorum. O kadar çok değişken var ki maç içinde. Muslera ile ilgili bir başlık atsam, Melo'ya haksızlık olacak, Melo ile ilgili bir şey yazsam, Drogba'ya haksızlık olur. Drogba ile ilgili yazsam, Fatih Terim'e, Hasan Şaş'a, Ümit Davala'ya haksızlık olur. O nedenle hala düşünüyorum ne başlık atacağımı. Sanırım buna yazının sonunda karar vereceğim.

Ordu maçına benzer bir senaryo ile karşı karşıya kaldık maçın hemen başında. Muslera ile Gökhan Zan arasında yaşanan iletişim sorunu yine gereksiz bir golü kalemizde görmemize neden oldu. Bu sezon hiç yok yere yediğimiz kaçıncı gol oldu artık sayamadım. Gökhan Zan'ın bir hatası var bence. Yükselipte o topa vuramıyorsan demekki iyi hesaplayamamışsın topun gelişini. Defans oyuncusu zeki olmalı. Muslera'nın da hatası vardı tabi. İletişim kurması gerekiyordu Gökhan ile.

Mersin'i geçen hafta hiç izlemedim ancak Beşiktaş karşısında da sanırım iyi bir futbol ortaya koymuş. Puan tablosundaki konumlarına baktığımda artık işlerinin mucizeye kaldığını söyleyebilirim. Kümenin tam 8 puan gerisindeler. Sanırım oyuncularda da bunu biraz kabullenmişlik var. O yüzden olabildiğince rahat oynuyorlar. Bunu ilk 30 dakika çok net gördük. Hele golü yedikten sonra gerginleşen bir Galatasaray karşısında çok rahat ve sakindiler. Bu da onlara çok yaradı.

Gayet düzgün paslaştılar bahsettiğimiz ilk 30 dakika. Belki maç 3'e gelebilirdi. O pozisyonları da buldular ama Muslera bir kez daha ne kadar büyük bir kaleci olduğunu kanıtlarcasına kurtarışlar yaptı. Biraz da bu pozisyonları vermemizde etkili olan isimlerden konuşalım. Önce 12. dakikada savunmadan çıkarken Emre'nin kaptırdığı saçma sapan gereksiz bir top var. Emre savunmadan çıkarken solundaki Hakan'a çok rahat bir pas atabilir ve kontra atağı başlatabilirdi. Ama hiç gereksiz yere çalım atmayı denedi ve kaptırdı topu. Yani futbol zeki adamlarla güzel ve zevkli oluyor. Biraz uyanık olsa daha basit oynasa çok faydalı olabilir. Ama top kaptırıldı ve Burhan karşı karşıya kaldı. Vuruşunda Muslera iki kere kurtardı pozsiyonu. Sonrasında Emre yine amaçsız bir pas verdi topu uzaklaştıracağı yere zaten görmüşsünüzdür izleyenler. Yani kafasını kullanasa çok iyi bir futbolcu olabilir. Ama bakalım artık bunun muhakemesini kendisi yapması gerek.

14. dakikada da Muslera yine başroldeydi. Dedik ya Mersin çok rahat top oynadı. Tek paslarda çok başarılıydılar. Yine öyle gelişen bir pozsiyonda Nobre ara pasta Culio'yu buluşturdu. Ama pozisyonun öncesine dönelim. Tekrar izledim özette. Atak başlarken Culio defansın arkasına doğru koşmaya başlıyor. Onu takip eden ise yanlış görmediysem Hamit. Savunmanın çizgi halinde olduğunun düşünen Hamit pas atıldıktan sonra koşmayı bırakıp ofsayt olmasını bekliyor. Yani orda o risk alınır mı ? Sen ne olursa olsun koşmaya devam et zaten ofsaytsa çalınır oyunun durur. Ama Muslera yine harika bir önsezi ile pozisyonu engelledi.

15. dakikada Drogba ceza sahasına yağ gibi aktı resmen. Gökhan Zan'ın pasında topu sağ ayağıyla alıp sol ayağı ile hemen dönüp içeri girmesi gerçekten muazzamdı. Vücudunu o kadar iyi kullanıyor ki, onu durdurmaya kimsenin gücü yetmiyor. Karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı vuruştu topu kaleci çıkardı. Bu tip pozisyonlarda bir şanssızlığı var Drogba'nın. Daha önceki maçlarda da benzerleri olmuştu.

20. dakikaya kadar Drogba'nın giriştiği pozisyondan başka önemli bir atağımızı hatırlamıyorum. Ama ondan sonra biraz kendimize gelip oynamaya başladık. Asıl dizginleri elimize aldığımız an ise Fatih Terim'in içinde bulunduğu gerilim dolu anlardan sonra oldu. Oralara da geleceğiz.

22. dakikada Sneijder'in sağ kanattan kullandığı serbest vuruşta topa çok iyi yükselen Burak'ın yaptığı kafa vuruşunda top üst direkten geri döndü. Çok talihsiz bir andı gerçekten. Top iyi yere gitti. Kaleyi bulsa kaleci zaten çaresizdi. Ama orda yüksek bir vuruş yapmak yerine kaleciyi daha zor durumda bırakacak ve gol yapma oranını yükseltecek bir yerden vuruş denenebilir miydi ? Tabi olabilirdi ama Burak için sanırım o anda yapabileceği en uygun vuruştu.

30. dakikada 10 kişi kaldık. Savunmanın arkasına atılan topa hareketlenen Burhan ile Dany ikili mücadele yaşadılar. Burhan yerde kaldı. Hakem bariz gol şansı diye değerlendirince Dany oyundan atıldı.

10 kişi kaldıktan sonra baskımız biraz daha arttı. 36. dakikada Yılmaz Burak yine direği geçemedi. Ceza sahası dışından kazanılan frikikte topun başına geçen Burak topu bir kez daha üst direğe nişanladı.

Bir şanssızlık olduğunu anlamıştım o dakika.  Puan kaybedeceğimizden gerçekten korktum. Çünkü artık telafisi olmayan haftalara giriyoruz ve böyle maçları mutlak kazanmamız gerekiyor.

44. dakikada ise olanlar oldu. Hamit'in yaptığı faulde Fatih Terim sinirlenerek topu yere vurdu.. Dün yaptığı açıklamada o hareketinin zaten Hamit'e yönelik olduğunu söyledi. Özellikle yediğimiz erken ve hatalı golden dolayı bir gerginlik olduğunu düşünüyorum Fatih Terim üzerinde. Çünkü yukarda da belirttiğim gibi telafisi olmayan haftalar değil telafisi olmayan dakikaları yaşıyoruz maç içinde. Fatih Terim gerçekten inanılmaz sinirlendi. Dün Fatih Terim'in açıklamalarını hepimiz dinledik. Gerçekten çok haklı. Hakemler bazen olayın dozunu kaçırıyor. Teknik direktörler futbol oyunun merkezinde yer alan kişiler. Böyle tepki vermelerinden başka doğal ne olabilir ki ? Bunların istediği herkesi sindirmek. Hareketsiz bir kenar yönetim oluşturmak. Yani uyarı olarak da direk tribüne gönderirim falan demiş hakem. Bu ne saçma bir uygulamadır. İnsanların duyguları var. Hele Fatih Terim gibi çok duygusal bir hocanın bu tip tepkiler vermesi çok çok normal. Yarın bunları yapan Fatih Terim'de olmayabilir. Bir başkası da bu duruma düşebilir. Terim'in dediği gibi adalet herkese lazım.

Maç gerçekten benim açımdan çok heyecanlı ve duygusal geçti. Ki ben bile böyleyken sahadaki oyuncuların, teknik ekibin nasıl bir durumda olabileceğini az çok tahmin edebiliyorum. Üzerimize çok geliniyor diye düşünüyorum takım olarak. Galatasaray üzerine oynanan bir oyun mu var acaba insan aklından geçirmiyor değil. Son haftalara heyecanı taşımak adına bakalım daha neler yapılacak.

Fatih Terim'in atılması Ordu maçındaki gibi takım üzerinde çok iyi bir etki yarattı. Haksızlığa, adaletsizliğe isyan eden oyuncularımız öyle bir top oynadıki Drogba önderliğinde, artık maçın çevrilmemesi için hiçbir neden kalmamıştı. Hasan Şaş ve Ümit Davala'nın da tribüne gönderilmesi ile takım iyice kendine geldi.

İkinci yarı Drogba ve Melo mükemmel bir oyun sergilediler. Drogba penaltının hazırlayıcısı olurken sanırım Melo bu sezonki ilk golünü kaydetmiş oldu. Drogba hem penaltıyı hazırlayıp beraberliğin gelmesini sağlarken hem de 2 gol atarak galibiyeti getirdi.

Gerçekten her türlü duyguyu barındıran bir maç oldu. Eğer biz yapılan her şeyi, verilen her kararı yanlış yorumlamıyorsak, evet bizim üzerimize bir oyun oynanıyor. Hem de Fatih Terim üzerine daha çok. Ama şartlar ne olursa olsun Galatasarayımız kendine düşen görevi yerine getirip bu ortalığı karıştırmak isteyen kişilerin kafasını ezecektir. Galatasaray çok büyük bir camia. Gelenek ve kültürünü çok sağlam temellere kuran bir camia. Öyle her oyunda bozulacak, dağılacak bir camia değil. Galatasaray'ın büyüklüğü de burdan gelir.

Her ne olursa olsun, ne denerlerse denesinler durduramayacaklar !

Cimbom724

2 yorum:

G dedi ki...

Eline sağlık kardeşim yine güzel bir analiz olmuş. Ben yazımda hakeme fena halde sinirlendiğim için Melo ve Muslera'ya değinmemiştim sen bu açığı kapatmışsın :)

Cimbom724 dedi ki...

Maç içinde o kadar çok değişken vardı ki hepsinden ayrıntılı bahsetmek zordu gerçekten : )

Yorum Gönder

 
Cimbom724 - Yayınlar kaynak gösterilerek paylaşılabilir. -2013-